26 Ocak 2015 Pazartesi

SİNOP

   Sinop. Evet şu an zamanım var. Aklımda özelikle yer eden yerlerden bir tanesi de Sinop. 2 kardeş, Hüseyin Abi ve Piri Reis Yusuf Abi barınaklarında misafir ettiler. 2 gece konakladım. Birlikte balığa çıktık. Gün içinde resim çizdim, o ara hava da epey güzeldi. Trabzon Giresun taraflarında kooperatif başkanıyla sohbet esnasında balığa çıkmak istediğimi söylemiştim ama, "büyük gemilerle, gırgırlarla pek mümkün değil" demişti. "Herkes sigortalı, isimler belli dışarıdan birisini alıp hiç riske girmezler" demişti. Nasip oldu. Sinop Demirciköy'de yeni kurulan bir limanda Karadeniz'e açılma fırsatı buldum. Akşam ağ attık, bekledik. Tekne hareket halindeyken sorun yok ancak durduğunda tatlı tatlı sallanıyordu. Deniz tuttu o halde beni. Kraker ekmek gibi tuzlu şeyler yedim, çok iyi geldi. Akşam ağı attık 2 saat kadar denizde bekledikten sonra ağ topladık. Beklerken diğer tekneden Hüseyin Abi ve bir arkadaşı geldi. Onlarda ağ atmıştı; bizim tekneye geldiler beraber bekledik. Ben çay içemedim midem fenaydı. Neyse, Hüseyin Abinin arkadaşı kraker poşetini denize attı. Evet evet balıkçılarda denizi kirletebiliyor. Ağı ben topluyordum, balığı gördüğüm zaman makineyi durduruyor balık büyükse eğer ezilmesini önlüyordum. Ağlar gözümün önünden geçerken o Çizi poşeti de geçti. Halbuki atığı denize atan kimse de  balık tutabilmek için oradaydı. Keşke Çizi poşetini alıp karaya indiğimizde iade etseydim.
   Başka teknelere ve komşu barınağa da misafir oldum. Sanki ünlü birisiymişim gibi hissettim kendimi; zaman zaman oluyordu böyle.
   Harikaydı. Denizden, uzaktan Sinop'u gece izlemek çok keyifliydi. Günü denizde balık peşinde geçirmek çok güzeldi. Tekne de kullandım; hohoohohhh.... Taze balıklar hakkında yorum yapmayayım. Hava denizde serin, ruhum çok ferahtı.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder